vurgular

listen to the pronunciation of vurgular
Turkish - English
emphasizes
third-person singular of emphasize
vurgu
(Hukuk) emphasis

This point deserves special emphasis. - Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.

Where is the emphasis in the word Australia? - Avustralya kelimesinde vurgu nerededir?

vurgu
emphesis
vurgu
{i} point

I want to stress this point. - Bu konuyu vurgulamak istiyorum.

The teacher particularly emphasized that point. - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.

vurgula
accent
vurgu
(Bilgisayar) highlight

Take a screenshot of just the highlighted text. - Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.

The author's juxtaposition of the two characters highlights their differences, but also their similarities. - Yazarın iki karakteri bir araya getirmesi, onların farklılıklarının yanı sıra onların benzerliklerini de vurguluyor.

vurgu
(Gıda) pulse
vurgu
(Dilbilim) stressed

I wrote down every phrase in his speech that he stressed. - Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.

The teacher stressed the importance of daily practice. - Öğretmen günlük çalışmanın önemini vurguladı.

vurgula
(Muzik) accentuate
vurgu
accent

Where does the accent fall in the word Australia? - Avustralya kelimesinde vurgu nereye düşer?

Where is the accent on the word 'Australia?' - 'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?

vurgu
{i} emphasize

I want to emphasize this point in particular. - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.

The doctor emphasized that the patient had only a few days. - Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.

vurgula
{f} emphasize

You should emphasize that fact. - O gerçeği vurgulamalısın.

He emphasized the importance of education. - O, eğitimin önemini vurguladı.

vurgula
{f} stressed

He stressed the convenient aspects of city life. - Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

vurgula
{f} highlight

The word before XYZ should be highlighted in yellow. - XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.

Take a screenshot of just the highlighted text. - Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.

vurgula
impress on
vurgu
ictus
vurgu
word accent
vurgu
decompression sickness
vurgu
stress

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

However, stressed Vladimir Putin, today is another situation. - Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.

vurgu
phonetics accent, stress
vurgu
stress; accent
vurgu
emphases
vurgula
keynote
önemini vurgular
(Hukuk) (yararını) emphasises the interest in
Turkish - Turkish

Definition of vurgular in Turkish Turkish dictionary

Vurgu
aksan
vurgu
Konuşma veya okuma sırasında bir hece veya kelimenin diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurgu
Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurgular
Favorites