Definition of vous in French Turkish dictionary
- siz; sizi, size; kendiniz
- edersin
- açacağınız
- istediğin
- sizden
Tom bana sizden çok bahsetti.
-Tom m'en a dit beaucoup sur vous.
Artık sizden korkmuyorum.
-Je ne vous crains plus.
- sana
Arabanın tamiri biter bitmez, lütfen bana masrafları gösteren bir mektup yolla. Gerekli parayı sana göndereceğim.
-Aussitôt que la voiture voiture sera réparée, envoyez-moi, s'il vous plaît, un courrier indiquant le coût. Je vous enverrai l'argent.
- sizleri
- size a
- seni
- seninle
- sende
- sizi
Bunun sizin benim tavsiyemi dinlemediğinizden kaynaklı bir hata olduğunu düşünüyorum.
-Je pense que c'est une erreur que vous n'ayez pas suivi mon conseil.
Sizinle çalışmak büyük bir ayrıcalıktı.
-Ce fut un grand privilège de travailler avec vous.
- siz
Definition of vous in French English dictionary
- {n} you
And nobody helped you?
-Et personne ne vous a aidé ?
The police will get you to find the bullets.
-La police vous fera trouver les balles.
- you, you all
- {n} ye
- will you
Let me have a look at it, will you?
-Laissez-moi voir un peu, s'il vous plaît.
Will you show me your photo album?
-Vous me montrerez votre album photo ?
- you'll
Definition of vous in English English dictionary
- pron. you (plural); you (singular - used to show courtesy and respect in French)
Definition of vous in English French dictionary
- {p} vous, toi