Oy kullanmayı planlıyor musun?
- Are you planning on voting?
Oy kullanmaktan kaçındım.
- I refrained from voting.
Tom'a oy vermeyeceğim.
- I won't be voting for Tom.
Bazı ülkeler oy vermeyi zorunlu kılar.
- Some countries make voting compulsory.
Bugün oy veriyor olmayacağım.
- I won't be voting today.
Kim için oy veriyorsun?
- Who are you voting for?
Oy veren üyeler kimler?
- Who are the voting members?
Tom oylamada çekimser kaldı.
- Tom abstained from voting.
Demokrasi; iki kurt ve bir koyunun, akşam yemeğinde ne yenileceği hakkında oylama yapmasından daha fazlası olmalı.
- Democracy must be something more than two wolves and a sheep voting on what to have for dinner.
O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
- He is not old enough to vote.
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
- Tom is old enough to vote.
Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
- Are you old enough to vote?
Oy kullanmak istemiyor musun?
- Don't you want to vote?
Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
- Tom was unable to decide who he should vote for.
Bir daha asla oy kullanmamaya karar verdim.
- I've decided never to vote again.
Meclis otuz üç kez oylama yaptı.
- The House voted thirty-three times.
Oylama on altı Mayıs günü gerçekleşti.
- The vote took place on May sixteenth.
Seçimde kime oy verdin?
- Whom did you vote for in the election?
Seçimde kime oy verdin?
- Who did you vote for in the election?
Council work in the field of e-voting.
Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu.
- It was clear to everyone that the vote would be close.
Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.
- We are free citizens with the right of vote.
Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
- Each state had just one vote.
The depository may vote shares on behalf of investors who have not submitted instruction to the bank.
The Supreme Court upheld the principle of one person, one vote.
... completed that, you should have your voting rights restored. So historically, a lot of ...
... last year part of the voting rights act was weakened but ...