vorgaben

listen to the pronunciation of vorgaben
English - Turkish

Definition of vorgaben in English Turkish dictionary

conditions
koşullar

Tom ve Mary daha iyi çalışma koşulları talep etti. - Tom and Mary demanded better working conditions.

Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir. - Mileage varies with driving conditions.

conditions
şartlar

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var. - There is an urgent need for improved living conditions.

Bu şartlar altında birlikte çalışamayız. - Under these conditions we can not work together.

conditions
koşul

Tom ve Mary daha iyi çalışma koşulları talep etti. - Tom and Mary demanded better working conditions.

Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir. - Mileage varies with driving conditions.

conditions
durum

Hava durumları değişebilir. - Weather conditions may change.

Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor. - This patient's conditions are getting worse day after day.

conditions
alıştır/düzenle
conditions
(Ticaret) işlem
requirements
(Nükleer Bilimler) istenen şartlar
directives
(Politika, Siyaset) yönergeler
directives
(Politika, Siyaset) direktifler
guidelines
öneriler
guidelines
(Politika, Siyaset) tüzük
guidelines
meselenin ana çekitleri
conditions
(Ticaret) muamele
conditions
koşullu olarak
defaults
varsayılanlar
deliverables
teslim
guidelines
yönergeler

Ben yönergeleri izliyorum. - I'm following the guidelines.

guidelines
(Avrupa Birliği) kılavuz
guidelines
(Askeri) ANA ESASLAR
requirements
(Askeri) İHTİYAÇLAR: Belirli sürelere ait veya belirli ıamanlardaki personel, teçhizat, ikmal maddesi, kaynak, tesis veya hizmet ihtiyaç veya talebini, belirli miktarlar dahilinde gösteren plan veya rapor. Ayrıca bakınız: "initial requirements", "project requirements", "replacement requirements", "reserve requirements" ve "military requirements"