English - Turkish
Definition of vile; mean; low; vulgar; contemptible in English Turkish dictionary
- scurvy
- (Diş Hekimliği) C vitamini eksikliğine bağlı, genel zayıflık, anemi, şişmiş ve kanamalı dişetleri ile karakterize, önceden uzun deniz yolculukları nedeni ile taze meyve ve sebze yiyemeden denizciler arasında yaygın olup, artık daha çok yaşlılarda görülen bir hastalık
- scurvy
- {s} aşağılık
- scurvy
- şerefsiz
- scurvy
- adi
- scurvy
- skorbüt
- scurvy
- iskorbüt
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
-A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
Hepimiz bir portakal yersek kesinlikle iskorbütten kaçınırız.
-We'll surely avoid scurvy if we all eat an orange.
- scurvy
- alçak
- scurvy
- iğrenç
- scurvy
- i., tıb. iskorbüt
- scurvy
- iskorbüt illeti
- scurvy
- (isim) iskorbüt hastalığı
- scurvy
- alçaklık
- scurvy
- (Tıp) skorbütüs
- scurvy
- {i} iskorbüt hastalığı
- scurvy
- {s} pislik
- scurvy
- (Tıp) Bakınız: Scorbutus
Related Terms
English - English
Definition of vile; mean; low; vulgar; contemptible in English English dictionary
- scurvy
vile; mean; low; vulgar; contemptible
Hyphenation
vile; mean; low; vulgar; con·temp·ti·blePronunciation
Resimler
History
Favorites