Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
- Let's look at the problem from a different point of view.
Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
- Try to see the problem from her point of view.
Onun bakış açısı sınırlıdır.
- Her viewpoint is limited.
Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.
- I am looking at the matter from a different viewpoint.
O, farklı görüşten insanlara açık.
- She is open to people who have a different point of view.
Görüşüne tamamen katılıyorum.
- I fully agree with your point of view.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Onlar benim bakış açımı benimsediler.
- They adopted my viewpoint.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
The storyline in the film The Usual Suspects is presented from the point of view of an unreliable narrator.
His point of view is that there is only one true religion.
From an economist's point of view, business is all about money.