English - Turkish
Definition of very much; a great deal; to a large extent in English Turkish dictionary
- a lot
- çok fazla
Kelebekler hakkında çok fazla şey biliyor.
-He knows a lot about butterflies.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
-Japan consumes a lot of paper.
- a lot
- birçok
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
-Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
-A lot of clients come to the lawyer for advice.
- a lot
- buram buram
- a lot
- fena
- a lot
- hayli
Bir hayli mücevher satın aldın.
-You bought a lot of jewels.
Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi?
-You have a lot of experience in computers, don't you?
- a lot
- fena halde
- a lot
- şiddetle
- a lot
- bir yığın
- a lot
- çok
Ailesini çok endişelendirdi.
-He caused his parents a lot of anxiety.
Çok daha iyi hissediyorum.
-I'm feeling a lot better.
- a lot
- çok: They like her a lot. Ondan çok hoşlanıyorlar. She´s a lot better. O çok daha iyi
Related Terms
English - English
Definition of very much; a great deal; to a large extent in English English dictionary
- a lot
It's a lot harder than it looks.
very much; a great deal; to a large extent
Hyphenation
ve·ry much; a great deal; to a large ex·tentPronunciation
Resimler
Favorites