Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Mike hayvanları çok fazla severdi.
- Mike liked animals very much.
Tom çok fazla değişmedi.
- Tom hasn't changed very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
Sirk bizi çok eğlendirdi.
- The circus entertained us very much.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... Also, Wei-Sen Li, thank you very much for talking about ...
... FUMIHIKO IMAMURA: Yeah, thank you very much. ...