very much.

listen to the pronunciation of very much.
English - Turkish
pek çok

Biz pek çok konuşmadık. - We didn't talk very much.

far
{s} uzak

O mükemmel olmaktan uzaktır. - He is far from perfect.

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak. - His work was acceptable, but far from excellent.

very much
çok fazla

Tom konserden çok fazla hoşlanmadı. - Tom didn't enjoy the concert very much.

Mike hayvanları çok fazla severdi. - Mike liked animals very much.

very much
gayet

Tehlikenin gayet farkındayım. - I'm very much aware of the danger.

very much
kıyamet gibi
far
{s} öbür
far
alıs
far
çok

Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü. - Jane's farewell speech made us very sad.

Jon, Tom'dan çok daha çekicidir. - Jon is far more attractive than Tom.

far
uzağa

Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti. - Fred went so far as to say that he had hated me.

Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz. - Don't race the car. We want to make it go as far as possible.

far
ötedeki
far
bir hayli
far
daha uzaktaki
far
pek çok
far
öte

Onlar üç mil öteye yürüdü. - They walked three miles farther.

Kapıdan daha öteye gitmedi. - He went no farther than the gate.

far
{s} mesafe katetmiş
very much
çok çok

Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler. - Thanks very much for having me to dinner the other night.

far
Allah esirgesin
far
ilerlemiş
far
uzakta

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti. - Tom had the munchies, but since there was nothing in the house to eat, he went to the convenience store not too far from where he lived.

far
(sıfat) uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş
far
-den uzak; uzağa; uzakta: He's never journeyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa
far
{s} ırak

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

far
Far East Uzak Doğu
very much
yerden göğe kadar
very much
çok

Onu bildiğim için çok rahatladım. - I am very much relieved to know that.

Hediyen için çok teşekkürler. - Thank you very much for your present.

English - English
far

He was far richer than we'd thought.

strongly

His reply was strongly suggestive of a forthcoming challenge to the governor.

(deyim) in the worst way

After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.

to bits
so
to a very great degree or extent; "we enjoyed ourselves very much"; "she was very much interested"; "this would help a great deal"
extremely; immensely, a lot
tons
very much.

    Hyphenation

    ve·ry much

    Videos

    ... But I wouldn't like it very much. ...
    ... BRIAN MCCLENDON: Thank you very much. ...
Favorites