Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
O mükemmel olmaktan uzaktır.
- He is far from perfect.
Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak.
- His work was acceptable, but far from excellent.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Mike hayvanları çok fazla severdi.
- Mike liked animals very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
- Jane's farewell speech made us very sad.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
- Fred went so far as to say that he had hated me.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Onlar üç mil öteye yürüdü.
- They walked three miles farther.
Kapıdan daha öteye gitmedi.
- He went no farther than the gate.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
O, otelden çok uzakta değildir.
- It is not far away from the hotel.
Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti.
- Tom had the munchies, but since there was nothing in the house to eat, he went to the convenience store not too far from where he lived.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
Hediyen için çok teşekkürler.
- Thank you very much for your present.
He was far richer than we'd thought.
His reply was strongly suggestive of a forthcoming challenge to the governor.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... But I wouldn't like it very much. ...
... BRIAN MCCLENDON: Thank you very much. ...