Bu yolda bir hayli trafik var.
- There is a great deal of traffic on this road.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
They had a good deal less than we had.
They had a great deal less than we had.