Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.
- Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Whatever he thinks, he is a terrible driver.