very, extremely; as, an awful big house

listen to the pronunciation of very, extremely; as, an awful big house
English - Turkish

Definition of very, extremely; as, an awful big house in English Turkish dictionary

awful
{s} berbat

Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum. - I smell something awful.

Natto berbat kokuyor, ama lezzetli. - Natto smells awful, but tastes delicious.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum. - I said such horrible things to him. I feel so awful.

Ben çok kötü üşüttüm. - I caught an awful cold.

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

O, korkunç bir gündü. - That was an awful day.

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Tom çok yorgun görünüyordu. - Tom seemed awfully tired.

Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç. - There are very few shops and the cinema is awful.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz! - What an awful world we live in!

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

awful
sunturlu
English - English
awful
very, extremely; as, an awful big house
Favorites