very; extremely

listen to the pronunciation of very; extremely
English - Turkish

Definition of very; extremely in English Turkish dictionary

totally
bütünüyle

Debby'ye merhaba dedim fakat o beni bütünüyle görmezlikten geldi. - I said hello to Debby but she totally ignored me.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

terribly
çok fena
totally
tamamıyla
totally
toplamda
totally
tümüyle
terribly
çok

Fadıl bir şeylerin çok yanlış olduğunu biliyordu. - Fadil knew that something was terribly wrong.

Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm. - I'd love to help you out, but I'm terribly busy.

terribly
çok kötü
terribly
son derece

Çorba son derece sıcak. - The soup is terribly hot.

Tom şu anda son derece meşgul. - Tom is terribly busy at this time.

terribly
korkunç bir şekilde

Korkunç bir şekilde korktum. - I was terribly frightened.

Bundan korkunç bir şekilde utanıyorum. - I'm terribly ashamed of this.

terribly
müthiş
totally
tamamen

Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz. - You guys are totally clueless.

Tom tamamen yok olmuş görünüyor. - Tom looks totally wiped out.

all too
Tüm çok
very ill, extremely sick
çok, çok hasta hasta
terribly
berbat/korkunç şekilde
terribly
berbat bir şekilde

Benim yavru köpeğim öldü ve ben berbat bir şekilde üzgünüm. - My puppy died, and I'm terribly upset.

Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti. - Tom was treated terribly.

terribly
aşırı

Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu. - This week has been terribly busy for both of us.

Aşırı derecede pahalı. - It's terribly expensive.

totally
bütün olarak
totally
bütün bütün
English - English
terribly
totally

That was totally wicked!.

all too
very; extremely
Favorites