Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
Para için o kadar çok kaygılanma.
- Don't worry about money so much.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
- I had no idea that Tom knew so much about zebras.
Para için o kadar çok kaygılanma.
- Don't worry about money so much.
O kadar çok sigara içmemeni tercih ederim.
- I'd rather you didn't smoke so much.
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
Keşke bu kadar çok sigara içmesen.
- I wish you wouldn't smoke so much.
Kuniko hayatında daha önce hiç bu kadar çok içmedi.
- Kuniko has never drunk so much before in her life.