Bu reddetmek için zor bir teklif.
- That's a tough offer to refuse.
Onun teklifini reddetmek zorunda kaldım.
- I had to refuse her offer.
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
Onun teklifini reddetti.
- She refused his proposal.