Onun yardımını reddetmekle hata yaptın.
- You were wrong to refuse his help.
Bu reddetmek için zor bir teklif.
- That's a tough offer to refuse.
Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
- Rosa Parks refused to give up her seat for a white passenger.
Onun teklifini reddetti.
- She refused his proposal.