Tom gizli bir butona bastı.
- Tom pressed a hidden button.
Tom bahçesinde gizli bir yedek anahtar bulundurur.
- Tom keeps a spare key hidden in his garden.
Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
- Now the mountain is hidden by the clouds.
Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
- The cat lay hidden in the bushes.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
- Tom concealed the fact that he had been in prison.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
- Tom was carrying a concealed weapon.