Gözyaşlarına boğulmuş mutsuz bir kadın, hikayesini anlattı.
- The unhappy woman, drowned in tears, told her story.
Beni kurtarmamış olsaydın boğulmuş olurdum.
- I would've drowned if you hadn't saved me.
Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
Çocuk boğulmak üzereydi.
- The child came near being drowned.
Tom Boston'da bir trafik kazasına karıştıktan sonra sarhoşken araba sürmekten suçlandı.
- Tom was charged with drunken driving after he was involved in a car accident in Boston.
Sarhoşken araba sürme ciddi bir sorundur.
- Drunken driving is a serious problem.
Neredeyse boğuluyordum.
- I came near to being drowned.
Yardımın olmasaydı boğulurdum.
- If it had not been for your help, I should have drowned.