Bu ülkedeki siyaset merkeze doğru kaymaktadır.
- Politics in this country is shifting towards the center.
Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.
- By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Neden vardiyaları değiştirmek istiyorsun?
- Why do you want to change shifts?
We've decided to move the meeting to next Sunday.
- Wir haben beschlossen, die Versammlung auf nächsten Sonntag zu verschieben.
Could you move the chair a bit?
- Könntest du den Stuhl ein wenig verschieben?