Biz Dünya'yı bulduğumuzdan biraz daha iyi bırakmak istiyoruz.
- Wir wollen die Welt ein bisschen besser verlassen, als wir sie vorgefunden haben.
Ne olursa olsun, seni bırakmayacağım.
- Was auch passiert, ich werde dich niemals verlassen.
Neden bizi terk ettin baba?
- Warum hast du uns verlassen, Papa?
Terkedilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.
- The abandoned city was swallowed by the jungle.
Uzun zaman önce terkedilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.
- The small town, abandoned long ago, seems frozen in time.
O, terk edilmiş bir binada saklandı.
- He hid in an abandoned building.
O, terk edilmiş binaları seviyor.
- He likes abandoned buildings.