vergleichbar

listen to the pronunciation of vergleichbar
German - Turkish
karşılaştırılabilir
(Gramer) (mit etw. + D) bir şey ile kıyaslanabilir olmak
kıyaslanabilir
English - Turkish

Definition of vergleichbar in English Turkish dictionary

comparable
{s} kıyaslanabilir

Bildiğiniz gibi, hayat bir yolculukla kıyaslanabilir. - As you know, life is comparable to a voyage.

equivalent
{s} eşdeğer

Okuma birinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmeye eşdeğerdir. - Reading is equivalent to thinking with someone else's head instead of with one's own.

Meditasyonun Türkçe eşdeğeri nedir? - What is the Turkish equivalent of meditation?

equivalent
ekivalan
assimilable
benzetilebilir
comparable
karşılaştırılabilir

New York'un Fifth Avenue'su Ginza ile karşılaştırılabilir. - New York's Fifth Avenue is comparable to Ginza.

equivalent
denk

Onun ricası bir emre denkti. - His request was equivalent to an order.

equivalent
karşılık

Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir. - A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes.

commensurably
ölçülebilir bir şekilde
comparable
{s} karşılaştırılabilir; benzer
comparable
{s} kıyas götürür
comparable
karşılaştırması mümkün
equivalent
(sıfat) eşit, denk, eşdeğer
equivalent
eşdeğer,eşit
equivalent
(Mukavele) eşdeğer, eşit
equivalent
(isim) bedel, karşılık, eşitlik
equivalent
tekabül
equivalent
{i} bedel
German - English
comparable

As you know, life is comparable to a voyage. - Wie ihr wisst, ist das Leben vergleichbar mit einer Reise.

A comparable car would cost far more in Japan. - Ein vergleichbarer Wagen würde in Japan bei weitem mehr kosten.

matchable
like-for-like (retail trade)
assimilable
equivalent
commensurably
contrastable
vergleichbar (mit)
commensurable (with; to)
Die Lage im Jemen ist mit der im Irak nicht vergleichbar.
The situation in Yemen is not comparable to that in Iraq
mit etwas vergleichbar sein
to be comparable to something
nicht vergleichbar
incommensurable
nicht vergleichbar
incomparable