vergi

listen to the pronunciation of vergi
Turkish - English
tax

He was accused of evading tax. - Vergi kaçırmakla suçlandı.

Is it possible to pass the tax accountant exam by self study? - Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?

(Ticaret) charterers pay dues
(Ticaret) tariff

President Arthur wanted to reduce the tariffs. - Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.

Some of the tariffs were as high as sixty percent. - Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.

(Ticaret) rate

Tom's tax rate is 15%, but his secretary's tax rate is 35%. - Tom'un vergi oranı %15 ama sekreterinin vergi oranı %35.

Warren Buffett complained that he has a lower tax rate than his secretary. - Warren Buffett, sekreterinden daha düşük bir vergi oranına sahip olmasından yakındı.

gift

Health is the greatest gift. - Sağlık en büyük Allah vergisidir.

farm

The government imposed a new tax on farmers. - Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

talent
wedding present
(Hukuk) charge, duty, levy, tax
Scot
charitable contribution or gift
tax, duty; gift, talent
duty

These goods are free of duty. - Bu mallar için gümrük vergisi yok.

We think that it's our duty to pay taxes. - Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.

imposition
impost
excise
something with which (a person) is naturally endowed: Bu kabiliyet sana vergi bir şey. This is an ability with which you've been naturally endowed
dues
assessment
gabelle
(Ticaret) que
{i} tribute
taxation

Taxation is a serious issue. - Vergilendirme ciddi bir konudur.

The peasants complained of excessive taxation. - Köylüler aşırı vergilendirmeden şikayet ettiler.

taxe

He could write off his work room's furnishing from his taxes. - Çalışma odasının mobilyasını vergiden düşürebildi.

He was criticized for raising taxes. - O, vergileri artırdığı için eleştirildi.

tax returns
dower
capitation
vergi dairesi
(Kanun,Ticaret) tax office
vergi kaçakçılığı
tax evasion
vergi koymak
tax
vergi borcu
(Ticaret) back taxes
vergi borcu
(Kanun,Ticaret) tax debt
vergi dairesi
(Ticaret) tax authority
vergi dairesi
(Ticaret) directorate of revenues
vergi dairesi müdürlüğü
tax office
vergi indirimi
(Ticaret) reduction
vergi indirimi
tax deductions
vergi no
tax id
vergi no
tax id #
vergi ödemek
(Ticaret) tribute
vergi dairesi
Tax Office, Office of tax administration
vergi iadesi
(Ticaret) repayment of duties
vergi iadesi
(Ticaret) drawback of duties
vergi kimlik numarası
Tax identification number, tax id number, tax number
vergi koymak
(Ekonomi) Excise, tax
vergi levhası
Tax signboard
vergi levhası
Tax signboard, tax sheet, tax registration certificate
vergi matrahı
Tax base
vergi numarası
Tax identification number, tax id number
vergi rekortmeni
of tax payers
vergi usul kanunu
tax procedure law
vergi vermek
Pay tax
vergi yükü
Burden of tax
vergi yükümlülüğü
Tax obligation
vergi baskısı
tax pressure
vergi bağışıklığı
tax tax exemption, immunity from taxation
vergi beyannamesi
tax return
vergi beyannamesi
tax return, tax statement
vergi beyanı
tax return
vergi cenneti
tax haven
vergi değeri
assessed value
vergi geliri
(Ticaret) tax receipt
vergi geliri
(Ticaret) tax income
vergi gideri
(Hukuk) tax expenditure
vergi giderleri
(Hukuk) tax expenditures
vergi hukuku
tax law
vergi iadesi
rebate of tax
vergi iadesi
tax refund
vergi iadesi
(Hukuk) repayment of taxation
vergi iadesi
drawback
vergi indirimi
tax allowance
vergi indirimi
tax relief
vergi indirimi
degression
vergi karşılıkları
provisions for taxes
vergi kaçakçısı
defrauder
vergi kaçakçısı
tax dodger
vergi kaçakçısı
tax evader

Are you a tax evader? - Siz bir vergi kaçakçısı mısınız?

vergi kaçırma
tax evasion

Al Capone was finally sent away for tax evasion. - Al Capone sonunda vergi kaçırmaktan hapse atıldı.

vergi kaçırmak
defraud the revenue
vergi kontrolörü
(Hukuk) tax controller
vergi koyma
levy
vergi koymak
excise
vergi koymak
to tax
vergi memuru
taxman
vergi memuru
taxer
vergi memuru
gauger
vergi memuru
(Ticaret) tax assessor
vergi memuru
exciseman
vergi mevzuatına uyma
(Hukuk) assessment of compliance
vergi muafiyeti
(Hukuk) tax exemption

We give foreign tourists the privilege of tax exemption. - Biz yabancı turistlere vergi muafiyeti ayrıcalığı veriyoruz.

You have a personal tax exemption of 500,000 yen. - 500.000 yenlik bir kişisel vergi muafiyetin var.

vergi muafiyeti
tax allowance
vergi mükellefi
taxpayer
vergi oranlarını düşürmek
deration
vergi oranı
(ıng.) rating
vergi oranı
tax rate
vergi oranı
rate of assessment
vergi tahakkuk memuru
assessor
vergi tahakkuku
assessment of taxes
vergi tahakkuku
assessment notice
vergi tahsildarı
publican
vergi tahsildarı
exciseman
vergi veren
tributary
vergi yapısı
(Hukuk) tax structure
vergi yükü
pressure of taxation
vergi yükümlüsü
(ıng.) ratepayer
vergi yükümlüsü olmama
tax avoidance
vergi öncesi
pre tax
vergi öncesi
before tax
vergi vermek
(Ticaret) toll
affetmek (vergi)
(Ticaret) remit
direk vergi
(Ticaret) direct tax
fark giderici vergi
(Ticaret) countervailing duty
spesifik vergi
(Ticaret) spesific tax
toplama (vergi)
levy
vergi indirimi
(Kanun) abatement
vergi sistemi
(Ticaret) fiscal system
vergiler
(Politika, Siyaset) fees
vergi borcu
tax liability
vergi dairesi
tax administration
vergi geliri
tax revenue
vergi indirimi
tax deduction
vergi sistemi
tax system
Vergi indirimi
taxcut
Vergi indirimi
tax reduction
Vergi indirimi
tax break
Vergi memuru
excise man
dolaylı vergi
(Ticaret) indirect tax
dolaysız vergi
(Ticaret) direct tax
faiz, vergi ve amortisman öncesi kâr
EBIDTA;earnings before interest, tax, depreciation and amortization
kente giren şeylerden alınan vergi
things into town taxes
n {'apga:bı} e teslim, vergi
n ('apga: bi) e delivery, taxes
sıfır vergi oranı
(Ticaret) zero rate of duty
tahakkuk eden vergi
(Ticaret) duty due
vergi geliri
tax benefit
vergi mükellefi
tax payer
vergi numarası
tax number
vergi yükü
tax load
vergiler
taxes

Import goods are subject to high taxes. - İthalat malları yüksek vergilere tabidir.

He was criticized for raising taxes. - O, vergileri artırdığı için eleştirildi.

adil vergi
(Ticaret) equitable tax
avans vergi
(Ticaret) tax in advance
dahili vergi
(Ticaret) inland duty
dilimli vergi
(Ticaret) schedule tax
efektif vergi oranları
(Ticaret) effective rates of tax
ek vergi
surtax
engelleyici vergi
(Ticaret) repressive tax
fert başına vergi
(Kanun) head tax
fiyata vergi dahil mi
Does the price include sales tax
ithalatta fark giderici vergi
(Hukuk) countervailing duty in respect of imports
katma vergi
supertax, surtax
kira üzerinden alınan vergi
rent charge
koruyucu vergi
(Ticaret) protective tariff
maliye vergi dairesi
(Ticaret) tax inspector's office
munzam vergi
supertax, surtax
nispi vergi sistemi
(Ticaret) proportionate tax system
normal vergi
(Ticaret) normal tax
onda bir oranında vergi koymak
tithe
resen vergi hesaplaması
(Kanun) ex officio tax calculation
servis ücreti ve vergi ne kadar
How much is the service charge and tax
sterlin başına alınan vergi
poundage
tahakkuk etmiş vergi
(Ticaret) liability reserve
tahsil edilecek vergi
(Ticaret) tax receivable
takdir edilmiş vergi
(Ticaret) assessed tax
telafi edici vergi
(Ticaret) countervailing charge
telâfi edici vergi
(Hukuk) compensatory levy
çifte vergi
double taxation
şövalyelerden askerlik yerine alınan vergi
scutage
Turkish - Turkish
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı madde fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para: "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar."- B. Felek
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik: "Ne de olsa sapasağlam bir kır çocuğuydum o sıralar, şehirlilere vergi incelikleri öğrenmemiş, bozulmamıştım."- A. İlhan
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik
(Osmanlı Dönemi) HARC
algı
(Osmanlı Dönemi) KATİA
VERGİ
(Hukuk) Denetim kamu hizmetlerini karşılamak amacı ile bireylerden(zora dayanarak)aldığı kamu geliridir
vergi dairesi
Vergi mükelleflerini tespit eden, vergiyi denetleyen ve toplayan resmî daire
Vergi Kanunu
Devletin, vergisini nasıl alacağını veya usullerini tespit eden kanun
vergi bağışıklığı
Verginin oturmuşluğu
vergi beyannamesi
Vergi mükellefinin bir vergi döneminde sağladığı kazancı bildirir belge
vergi dilimi
Verginin tahakkuk ettirileceği ücret karşılığı
vergi iadesi
Mükellefin yaptığı ihracattan geri alınan vergi indirimi
vergi iadesi
Memurların, işçilerin belirli süreler sonunda kurumlarına sundukları fiş ve makbuzlar üzerinden kendilerine geri verilen bir miktar para
vergi kaçakçılığı
Sık sık vergi kaçağını uygulama
vergi kaçakçısı
Vergi kaçıran kimse
vergi kaçağı
Vergiden kaçırılan veya karşılığı bildirilmeyen mal
vergi matrahı
Bir vergi döneminde verginin alınacağı meblâğ
vergi muafiyeti
Vergi verme dışında bırakılma
vergi mükellefi
Vergi yükümlülüğü altında bulunan gerçek veya tüzel kişi
vergi rekortmeni
Bir vergi döneminde en çok vergi veren kimse
vergi yükümlüsü
Vergi vermekle yükümlü olan kimse
MÜTEDAHİL VERGİ
(Hukuk) Bakaya vergi; ödenmemiş vergi; gecikmiş vergi
Vergiler
tekalif
Vergiler
rüsum
dolaylı vergi
Yükümlüsü önceden bilinmeyen, malı satın alanı yükümlendiren, tüketiciden alınan vergi
nakdi vergi
Mal veya hizmet yerine para olarak ödenen vergi
vasıtalı vergi
Vergi yükü, vergiyi verenden başka biri aracılığı ile oluşan vergi
English - Turkish

Definition of vergi in English Turkish dictionary

vergi alacağı
Deferred tax

Government cancelled the deferred tax of farmers who suffered from the flood.