Onu unutmak istiyorum.
- Ich möchte sie vergessen.
Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.
- Manchmal ist Schweigen nicht Vergessen. Manchmal ist Schweigen nur Geduld.
Sadako onu unutmak istedi.
- Sadako wanted to forget about it.
Biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.
- We can forgive, but forgetting is impossible.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to mail the letters.
Tamamen unutulduğunu düşünecek.
- He will think he has been completely forgotten.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Kimse unutulmadı ve hiçbir şey unutulmuş değil.
- Nobody has been forgotten and nothing has been forgotten.
Alçakgönüllülük unutulmuş bir erdemdir.
- Humility is a forgotten virtue.
I'll never forget you.
- Ich werde dich nie vergessen.
You'll forget about me someday.
- Du wirst mich eines Tages vergessen.
It made me forget about my problems.
- Er ließ mich meine Probleme vergessen.
Sadako wanted to forget about it.
- Sadako wollte das vergessen.