vergebens

listen to the pronunciation of vergebens
German - Turkish
{fer'ge: bıns} boşuna, boş yere
boşuna, beyhude
(Gramer) boş yere, beyhude, bedava, nafile
English - Turkish

Definition of vergebens in English Turkish dictionary

in vain
boşuna

Tüm çabalarımız boşunaydı. - All our efforts were in vain.

Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı. - Dick tried to solve the problem, in vain.

for nothing
havadan
for nothing
ücretsiz

Bu saati ücretsiz alabilirsin. - You can have this watch for nothing.

Onu ücretsiz alabilirsin. - You can have it for nothing.

for nothing
haybeden
for nothing
beleşten
for nothing
nafile yere
for nothing
(Argo) boku bokuna
for nothing
pisi pisine
for nothing
boş yere

O, boş yere onu bana verdi. - He gave it to me for nothing.

O, kitabı boş yere aldı. - He got the book for nothing.

for nothing
bedava

O, bileti bedava aldı. - She got the ticket for nothing.

Tekerlekli patenleri bedavaya aldım. - I got the roller skates for nothing.

for nothing
boşa

Bütün çabalarım boşa gitti. - All my pains went for nothing.

for nothing
boşuna

Ben armutları boşuna aldım. - I got the pears for nothing.

Bu metni boşuna çevirdim. - I translated this text for nothing.

for nothing
parasız
in vain
boş yere

Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım. - I tried in vain to persuade him not to smoke any more.

Ağlamamak için boş yere çabaladı. - She tried in vain not to cry.

in vain
Beyhude, boşuna
German - English
voidly
vainly
to no avail
for nothing
without avail (formal)
in vain

Her actions were in vain. - Ihr Handeln war vergebens.

I tried to get it, but in vain. - Ich habe versucht, es zu bekommen, aber vergebens.

Es war alles vergebens.
It was all for naught
Mit der Dummheit kämpfen selbst Götter vergebens. (Schiller)
With stupidity the gods themselves contend/struggle in vain. (Schiller)