verbringen

listen to the pronunciation of verbringen
German - Turkish
{fer'bringın} (zaman) geçirmek
(zaman) geçirmek
infak
English - Turkish

Definition of verbringen in English Turkish dictionary

spend
{f} harcamak

Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim. - I didn't want to spend any more time trying to convince Tom to study French.

Tom eskisi kadar çok para harcamak istemiyordu. - Tom didn't want to spend as much money as he did.

spend
{f} (vakit) geçirmek
spend
{f} para harcamak

Para harcamak beni mutlu etmez ama bir şeyler almak eder. - Spending money doesn't make me happy, but buying things does.

Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli. - Tom should know exactly how much money we have to spend.

spend
{f} sperm dökmek (balık)
spend
{f} geçirmek (vakit)
spend
har vurup harman savurmak
spend
yemek

Şu çift güzel lokantalarda yemek yerken oldukça az para harcar. - That couple spends quite a bit of money eating at nice restaurants.

Aileme yemek pişirmek için gereğinden daha fazla zaman harcamayacağım. - I didn't want to spend any more time than necessary cooking for my family.

spend
bol bol vermek
spend
tüket/geçir/harca
spend
{f} (spent)
spend
geçirmek spending money harcanacak para
spend
tüketmek
spend
bitirmek
spend
geçirmek

Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin? - What time of year do you usually like to spend time on the beach?

Hayatımı seninle geçirmek istiyorum. - I want to spend my life with you.

spend
kaybetmek

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız. - We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.

spend
(pul) harcamak
spend
harca

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Para harca ve hayattan zevk al! - Spend money and enjoy life!

spend
(fiil) harcamak, geçirmek (vakit), tüketmek, etkisini azaltmak, sarfetmek, para harcamak, sperm dökmek (balık)
spend
{f} etkisini azaltmak
spend
{f} harcamak, sarfetmek