vazgeçememek

listen to the pronunciation of vazgeçememek
Turkish - English
can't stop
vazgeç
back off
vazgeç
(Bilgisayar) abort
vazgeç
given up

Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer. - Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.

Tom has all but given up. - Tom neredeyse vazgeçti.

vazgeç
gave up

They gave up their plan to climb Mt. Fuji. - Fuji Dağına tırmanma planlarından vazgeçtiler.

I tried to do my homework, but I didn't really know how to do it, so I gave up. - Ev ödevimi yapmaya çalıştım, fakat nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyordum, bu yüzden vazgeçtim.

vazgeç
throw over
vazgeç
{f} forsaking
vazgeç
thrown over
vazgeç
{f} forsaken
vazgeç
dispense with

It seems unlikely that any society could completely dispense with myths. - Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.

I cannot dispense with this dictionary. - Bu sözlükten vazgeçemem.

vazgeç
forsake
vazgeç
deter
vazgeç
waive
vazgeç
abdicate

The king was forced to abdicate. - Kral tahttan vazgeçmeye zorlandı.

vazgeç
forsook
vazgeç
desist from
vazgeç
renounce

He renounced the ownership of the land. - Arazinin mülkiyetinden vazgeçti.

The Japanese people have renounced war. - Japon halkı savaştan vazgeçti.

vazgeç
lay aside
vazgeç
abjure
vazgeç
give up

He is too proud to give up. - O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.

Never give up till the very end. - Tam sonuna kadar vazgeçme.

vazgeç
forgo

Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold. - Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.

vazgeç
desist
vazgeç
givenup
vazgeç
throwover
vazgeç
cancel
vazgeç
gaveup
vazgeç
giveup
vazgeç
thrown#over
vazgeç
thrownover
vazgeç
throw#over
vazgeçememek
Favorites