Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
- Air is a mixture of various gases.
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
- In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
Acıya katlanmanın birçok yolu var.
- There are various ways of enduring the pain.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
The reasons are various.
You have broken various of the rules.
Shortly after this I had to go out of town. Divers sound sportsmen had invited me to pay visits to their country places, and it wasn't for several months that I settled down in the city again.
... But a reader can click on various ...
... Among the various things we enjoy on the internet, at ...