Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
- Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.
- In the first few hours of the battle, Union forces were winning.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
- Is that law still in force?
Onlar geri yürürlükte olacak.
- They will be back in force.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- I was forced to sign my name.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.