Gold futures were sharply higher.
- Altın vadeli işlemleri hızla yükseldi.
Very many religions promise life after death.
- Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.
The short term contract employees were dismissed without notice.
- Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.
- Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.
There is no short-term fix.
- Kısa vadeli düzeltme yoktur.
Long-term interest rates have surged.
- Uzun vadeli faiz oranları yükseldi.
We need long-term solutions.
- Uzun vadeli çözümlere ihtiyacımız var.
What are your long term plans?
- Senin uzun vadeli planların nedir?
This is going to be long.
- Bu uzun vadeli olacak.
This thing can't be rushed; it needs long-term planning.
- Bu şey aceleye gelmez; onun uzun vadeli planlamaya ihtiyacı var.
The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
- Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
What are your long term plans?
- Senin uzun vadeli planların nedir?