Science is the belief in the ignorance of experts.
- Bilim uzmanların cehaletine inançtır.
He refused to ask for advice from experts.
- Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
Polish specialists work in Africa.
- Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
He refused to ask for advice from experts.
- Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
I'm not a specialist.
- Ben bir uzman değilim.
Tom is an authority in his field.
- Tom, alanında bir uzmandır.
Tom is an authority on jazz.
- Tom, cazda bir uzmandır.
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
- Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
You need a professional to translate this.
- Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right?
- Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
He is a good judge of horses.
- O, atlarla ilgili iyi bir uzmandır.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
We are looking for someone who is proficient in French.
- Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.