uzatmalar

listen to the pronunciation of uzatmalar
Turkish - English
(Spor) extra time
(Spor) overtime
uzatma
extension

I need an extension cord. - Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.

Layla went to a hair salon to get extensions in her hair. - Leyla saçlarını uzatmak için bir kuaföre gitti.

uzatma
{i} stretch

I wouldn't mind stretching my legs a little. - Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.

I need to stretch my legs. - Bacaklarımı uzatmam gerekiyor.

uzatma
extra time
uzatma
longdrawn
uzatma
(Bilgisayar) circumflex
uzatma
seine net
uzatma
(Askeri) extend

Gooseberries are fruits that are effective at extending life. - Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.

I'd like to extend my stay through Sunday. - Kalışımı Pazar gününe kadar uzatmak istiyorum.

uzatma
stretching

I wouldn't mind stretching my legs a little. - Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.

uzatma
(Spor) overtime
uzatma
(Ticaret) prorogation
uzatma
extension device
uza
drag on
uza
get longer
uza
draw out
uzatma
prolongation
Uzatma
extention

Where is the extansion cable?.

uza
scat
uza
reach

He reached out for the book. - O, kitabı almak için uzandı.

He reached across the table and shook my hand. - Masanın üzerinden uzandı ve elimi sıktı.

uzatma
lengthening, protraction; extension, prolongation; extra time; seine net
uzatma
lengthening
uzatma
continuation
uzatma
extending

Gooseberries are fruits that are effective at extending life. - Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.

Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer. - Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.

uzatma
protraction
uzatma
continuance
uzatma
spread
uzatma
extratime
uzatma
fishnet one end of which is secured to the shore while it is in use
uzatma
renewal
uzatma
elongation
uzatma
tiebreak
uzatmalar
Favorites