This extension cord is too short.
- Bu uzatma kablosu çok kısa.
I need an extension cord.
- Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.
I want to stretch my legs.
- Ben bacaklarımı uzatmak istiyorum.
I wouldn't mind stretching my legs a little.
- Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.
Tom hopes to extend his stay in Boston.
- Tom Bostonda kalışını uzatmayı umuyor.
Gooseberries are fruits that are effective at extending life.
- Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.
I wouldn't mind stretching my legs a little.
- Bacaklarımı biraz uzatmamın benim için bir sakıncası yok.
Where is the extansion cable?.
Gooseberries are fruits that are effective at extending life.
- Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.
Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer.
- Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.