Turkish - English
Definition of uzantı in Turkish English dictionary
- stipe
- tongue
- (vücut) extremities
- extension
That's just an extension of an existing idea. There's little novel about it.
-Bu sadece varolan bir fikrin uzantısıdır. Bunun hakkında küçük bir roman var.
What is the file extension?
-Dosya uzantısı nedir?
- bill
- scape
- extension, extended part
- extension; prolongation
- offset
- appendage
- prominence
- (Biyoloji) appendix
- (Denizbilim) extention
- (Bilgisayar) extensions
- continuation
- extend
- (İnşaat) probe
- extent
- production
- uzantı yazmaç
- extension register
- uzantılar
- extensions
- mental uzantı
- (Denizbilim) mental appendage
- sinirsel uzantı
- (Hayvan Bilim, Zooloji) spinous process
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of uzantı in Turkish Turkish dictionary
- Ana konumdaki bir bütünün, özün veya durumun, kendisinden ayrı görülen, ancak aynı yapısal özellikleri içeren parçası: "Bu mutluluğu uzatmak, onun uzantısı ile kanınıza dolan sıcaklığı uzun süre muhafaza etmek istiyorsunuz."- H. Taner
- Ana konumdaki bir bütünün, özün veya durumun, kendisinden ayrı görülen, ancak aynı yapısal özellikleri içeren parçası
- Bazı nesnelerin herhangi bir yerinde görülen uzamış bölüm
- tentakül
uzantı
Hyphenation
u·zan·tıPronunciation
Resimler
History
Favorites