uzaklaştırarak

listen to the pronunciation of uzaklaştırarak
Turkish - English
estranging
present participle of estrange
making one feel out of place or alienated; "the landscape was estranging
uzaklaş
(Bilgisayar) zoom out
uzaklaş
went away
uzaklaş
go away

Tom asked Mary to go away. - Tom Mary'nin uzaklaşmasını rica etti.

Pick up your things and go away. - Eşyalarını al ve uzaklaş.

uzaklaş
gone away
uzaklaş
walk away

All she could do was watch him walk away. - Onun bütün yapabildiği onun uzaklaşmasını izlemekti.

Don't let Tom walk away. - Tom'un uzaklaşmasına izin verme.

uzaklaş
avaunt
uzaklaş
digress

After digressing, he returned to the subject. - Konudan uzaklaştıktan sonra konuya geri döndü.

uzaklaştırarak
Favorites