uyma

listen to the pronunciation of uyma
Turkish - English
{i} observance
(Hukuk) compliance

Tom was not in compliance with his doctor's orders. - Tom doktorunun emirlerine uymadı.

deference
adaptation
fitting; obedience, observance, submission, respect
fit

This didn't fit me very well. - Bu bana çok iyi uymadı.

These shoes don't fit my feet. - Bu ayakkabılar ayaklarıma uymaz.

agreement

Tom has welshed on the agreement. - Tom anlaşma şartlarına uymadı.

adherence
respect

Young people must respect the law. - Genç insanlar yasaya uymalıdır.

You should respect the rules your parents set for you. - Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.

conformance
conformity
accommodation
conformation
match

She selected a hat to match her new dress. - O, yeni elbisesi ile uyması için yeni bir şapka seçti.

She changed her schedule to match his. - Onunkine uyması için planını değiştirdi.

according
fixing
fitting
complying
suiting
congruence
obedience
submission
compatibility
adjust
uymak
suit
uymak
{f} fit

Tom is doing his best to fit in. - Tom uymak için elinden geleni yapıyor.

uymak
{f} accord
uymak
adapt

It is generally hard to adapt to living in a foreign culture. - Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.

uyma yeteneği
adaptability
uymak
{f} match
uymak
{f} correspond
uymak
comply with
uymak
abide by

They have got to abide by the rules. - Onlar kurallara uymak zorundalar.

You have to abide by the laws. - Yasalara uymak zorundasın.

uymak
conform to

You must conform to the rules. - Kurallara uymak zorundasın.

uymak
adjust
uymak
fit in

Tom is doing his best to fit in. - Tom uymak için elinden geleni yapıyor.

uymak
conform

You must conform to the rules. - Kurallara uymak zorundasın.

uymak
{f} comport
uymak
tally with
uymak
{f} do
uymak
{f} agree
uymak
{f} go
geleneklere uyma
conformism
törelere uyma
conformism
uy
correspond to
uymak
correspond to
uymak
{f} defer
uymak
(Mukavele) conform to/with
şeytana uyma
temptation

Young men are prone to fall into temptation. - Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.

You shouldn't give in to temptation. - Şeytana uymaya teslim olmamalısın.

uy
obey
uy
(Bilgisayar) snap to
uymak
string along with
uymak
adapt oneself
uymak
agree to
uymak
square
uymak
tally
uymak
go with something
uymak
concur with
uymak
keep to
uymak
square with
uymak
(deyim) be in accord with
uymak
agree with
uymak
do for
uymak
quadrate
uymak
(Konuşma Dili) suit one's book
uymak
respect

It's very important to respect the rules. - Kurallara uymak çok önemlidir.

uymak
go in
uymak
correspond with
uymak
tone
uymak
submit
uymak
sort together
uymak
keep up with something
uymak
(deyim) be in line with
uymak
cohere
uymak
get
uymak
blend in
uymak
tone in
uymak
fitted
uymak
keep
uymak
pertain
uymak
(Havacılık) comform
uymak
fall with
uymak
(deyim) be in tune with
uymak
(deyim) lend itself to
uymak
(deyim) be in harmony with
uymak
become
uy
conform
uy
comply
uy
conform with
uy
{f} suited
uy
{f} fit
uy
{f} according
uy
{f} suit
uy
{f} fixing
uy
{f} fitted
uy
{f} suiting
uy
{f} conforming
uy
conform to
uy
{f} accord
uy
{f} tally
uymak
obey

People have to obey the rules. - İnsanlar kurallara uymak zorundadır.

It is very important to obey the traffic rules. - Trafik kurallarına uymak çok önemlidir.

uymak
answer
uymak
tie in
uymak
follow

We have to follow their instructions. - Onların talimatlarına uymak zorundayız.

We don't have to follow them. - Onlara uymak zorunda değiliz.

uymak
conform with
uymak
bear
uymak
bow to
uymak
fall in with sth
uymak
see eye to eye with
uymak
comport with
uymak
adapt oneself to
adetlere uyma
propriety
ile uyma
(Hukuk) conform with
kanuna uyma
legality
kanunlara uyma
legalism
kilise kurallarına uyma
conformity
klasik biçime uyma
classicism
uy
comply#with
uymak
correlate
uymak
go with
uymak
consort
uymak
to match, look good with, harmonize with
uymak
to conform to, comply with; to conform to (someone's) wishes, fall in line with, fall in with
uymak
to suit: Bu fiyat hesabıma uyuyor. This price suits my pocketbook
uymak
consist
uymak
go together
uymak
to fit, be the right size and shape for
uymak
to fit; to suit; to conform; to correspond; to match, to go with sth; to adjust oneself, to adapt oneself; to agree, to conform to; to obey, to respect, to comply with, to keep, to abide by
uymak
comply
uymak
coincide
uymak
assort
uymak
to adapt (to), adjust (to)
uymak
chime in with
uymak
(Hukuk) coincide, comply with
uymak
accommodate oneself
uymak
chime
uymak
work in with
uymak
{f} harmonize
uymak
{f} gear
uymak
stand
uymak
{f} observe
vergi mevzuatına uyma
(Hukuk) assessment of compliance
çevreye uyma
syntony
English - English

Definition of uyma in English English dictionary

uy
Uruguay (in Internet addresses)
Turkish - Turkish
Riayet
Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk
intibak, riayet, tebaiyet
Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk: "Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu."- N. Cumalı
adaptasyon
(Hukuk) İTTİBA
Uymak
gelmek
Uymak
adapte olmak
Uymak
riayet etmek
Uymak
(Hukuk) TEVAFUK ETMEK
uymak
Uygun düşmek, münasip olmak: "Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir."- H. C. Yalçın
uymak
Bağlı kalmak, tabi olmak
uymak
Zevke, anlayışa uygun düşmek
uymak
Ölçüleri birbirini tutmak
uymak
Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak: "Şu acaip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın."- P. Safa
uymak
Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek
uymak
Uygun düşmek, münasip olmak
uymak
Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak
uyma
Favorites