Turkish - English
Definition of uykulu uykulu in Turkish English dictionary
- sleepily
- {a} drowsily, heavily, stupidly, lazily
- in a sleepy manner, drowsily
- In a sleepy manner; drowsily
- in a sleepy manner; "the two children who were snuggled sleepily in the back of the car"
- in a sleepy manner; "the two children who were snuggled sleepily in the back of the car
- In a sleepy manner
- uykulu
- sleepy
Tom is very sleepy and can hardly keep his eyes open.
-Tom çok uykulu ve neredeyse gözlerini açık tutamıyor.
Since I was sleepy, I went to sleep.
-Uykulu olduğum için, uyumaya gittim.
- uykulu
- drowsy
Drowsy driving kills.
-Uykulu sürüş öldürür.
I'd just woken up and was still drowsy.
-Ben az önce uyandım ve hâlâ uykuluyum.
- uykulu
- slumbery
- uykulu
- somnolent
- uykulu
- dopey
- uykulu
- dopy
- uykulu bir biçimde
- sleepily
- uykulu bir şekilde
- sleepily
- uykulu
- blear eyed
- uykulu
- sleepy, drowsy, dozy, dopey, dopy
- uykulu
- dozy
- uykulu (göz)
- bleary-eyed
- uykulu bir halde
- blearily
- uykulu olma
- doziness
- uykulu olma
- sleepiness
- uykulu olma
- drowsiness
- uykulu varsanı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hypnagogic hallucinations
- uykulu çocuk
- sleepyhead
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of uykulu uykulu in Turkish Turkish dictionary
- Uykudan yeni kalkmış, uyku sersemliği üzerinde iken
- UYKULU
- Uyku sersemi olarak
- UYKULU
- Uyku ihtiyacı olan veya sezilen: "Gözleri her zaman uykuludur."- S. F. Abasıyanık
- uykulu
- Uyku ihtiyacı olan veya sezilen
Related Terms
uykulu uykulu
Hyphenation
uy·ku·lu uy·ku·luPronunciation
Resimler
History
Favorites