Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
Put your plan into practice as soon as possible.
- Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
She applied a bandage to the wound.
- Yaraya bir bandaj uyguladı.
Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
- Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
It's a plan to implement.
- Bu uygulamak için bir plan.
Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
It was difficult to carry out the plan.
- Planı uygulamak zordu.
It is easy for him to carry out the plan.
- Onun için planı uygulamak kolay.
The laws were very difficult to enforce.
- Yasaları uygulamak çok zordu.