It is hard to wake up without a strong cup of coffee.
- Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.
What's your favorite kind of music to wake up to?
- Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
I want to wake up early tomorrow morning.
- Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.
You have to wake up early tomorrow morning.
- Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
You have to wake up early tomorrow morning.
- Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
As soon as she wakes up, we'll turn on the music.
- O uyanır uyanmaz müziği açacağız.
I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.
I've been having trouble waking up.
- Uyanmakta zorlanıyorum.
When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.
- Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.
He seemed to have just woken up from a dream.
- Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
- Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
When I woke up, all other passengers had gotten off.
- Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
Be quiet, or the baby will wake up.
- Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
Please wake me at six.
- Lütfen altıda beni uyandır.
I've been having trouble waking up.
- Uyanmakta zorlanıyorum.
He has trouble waking up on time.
- Onun zamanında uyanma sorunu var.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.