uyan!

listen to the pronunciation of uyan!
Turkish - English
(deyim) get on the stick
suitable
(Bilgisayar,Teknik) compatible
warning
stimulation
{f} waking

I walked softly for fear of waking the baby. - Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.

Don't bother waking me up at 4:00 a.m. I don't plan to go fishing tomorrow. - Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.

{f} woken

I was woken up suddenly at dawn. - Şafakta aniden uyandırıldım.

He wanted to be woken up early by his wife. - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

{i} conforming
observant
{f} woke

When I woke up, all other passengers had gotten off. - Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

{f} waked
{f} wake

Although the alarm rang I failed to wake up. - Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

in keeping
pertaining to
correspondent
corresponding
coincident
in harmony
regardful
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

uyan!
Favorites