O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Protestocular hükümetten reform talep etti.
- The protesters demanded government reform.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.
O, protesto etmek için ağzını açmadı.
- He didn't open his mouth to protest.
Polis, göstericilere birçok göz yaşartıcı bomba attı.
- The police threw many tear-gas grenades at the protesters.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
Protesto etmek için istifa etmeye karar verdi.
- Conkling decided to resign in protest.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.