Definition of util in English Turkish dictionary
- (Ticaret) fayda birimi
- useful
- {s} kullanışlı
Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.
- Not all of those books are useful.
O, kullanışlı bir aptaldan daha fazlası değil.
- He's nothing more than a useful idiot.
- utilize
- {f} faydalı hale getirmek
- useful
- {s} faydalı
Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak bilgi türünü içeren kitapları okumalısın.
- You should read the kind of books that contain the kind of information that will be useful to you later in life.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- useful
- yararlı
İnek yararlı bir hayvandır.
- A cow is a useful animal.
Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.
- All models are wrong, but some are useful.
- utility
- faydalı
- utility
- fayda
- utilize
- {f} kullanmak
- utilize
- istifade etmek
- utilities
- havagazı hizmetleri
- utility
- olanak
- utility
- işe yarar
- utilize
- değerlendirmek
- utilities
- {i} elektrik su ve havagazi hizmetleri
- utilize
- yarar sağlamak
- useful
- kullanışlılık
- useful
- faydalı usefullyfaydalı olarak
- useful
- usefulnessfayda
- useful
- {s} işe yarar
Sonunda işe yarar bir öneri!
- Finally one useful suggestion!
Tom işe yarar bir öneri yaptı.
- Tom made a useful suggestion.
- utility
- işe yararlık
- utility
- kullanılabilirlik
- utility
- (Bilgisayar) yardımcı uygulama
- utility
- (İnşaat) yarar V
- utility
- {i} kamu hizmet kuruluşu (elektrik şirketi, telefon şirketi v.b.)
- utility
- {i} (Felsefe) çoğunluğun mutluluk ve çıkarı
- utility
- kamu destek birimleri
- utility
- faydalanan kuruluş
- utility
- kamu hizmetleri
- utility
- hizmet programı
- utility
- faydacılıkta çoğunluğun mutluluk ve çıkarı
- utility
- (Nükleer Bilimler) faydalan(ıl)an kuruluş
- utility
- faydalanılan kuruluş
- utility
- kamu hizmeti gören kuruluş
- utility
- kamu hizmet şirketi hisseleri
- utility
- kamu hizmet şirketi
- utility
- public utilities kamu hizmet kurumlan
- utility
- yardımcı yazılım
- utility
- (Program) Yardımcı (Program)
- utility
- (Bilgisayar) yardımcı program
- utility
- utility man ufak rollere çıkan kimse
- utility
- (Bilgisayar) hizmet programı yazılım
- utility
- kamu hizmet kuruluşu
- utility
- yardımcı
- utility
- (Askeri) FAYDA, YARARLILIK, MAKSADA UYGUNLUK
- utility
- maksada uygunluk
- utility
- (Ticaret) amaca uygunluk
- utility
- standart yapılan eşya ile ilgili
- utility
- yararlılık
- utility
- yarar
Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.
- Their furniture was chosen for utility rather than style.
- utility
- (Bilgisayar) hizmet prog
- utility
- (Bilgisayar) olanak yardımcı
- utilities
- Yardımcı Yazılım
- utility
- kamu hizmeti
- useful
- hasiyetli
- useful
- yarayışlı
- useful
- yaramak
- utilize
- faydalanmak
- utilized
- değerlendirilmek
- useful
- yardımcı
- useful
- yaraklı
- utility
- kamu hizmeti yapan kuruluş
- utility
- yararlı olma
- utilize
- yararlanmak
- utilize
- kullan
O nesneyi kullanmanı istiyorum.
- I want you to utilize that object.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- utility
- {i} işe yarar şey
- utilized
- yararlanılan
- utilities
- {i} kamu kuruluşları
- utilize
- faydalan
Doğal kaynaklarımızdan faydalansak iyi olur.
- We had better utilize our natural resources.