utan!

listen to the pronunciation of utan!
Turkish - English
shame on you
{f} abashed
{f} blush

The man blushed like a boy. - Adam bir çocuk gibi utandı.

Stop looking at me like that, you'll make me blush. - Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın.

{f} blushing
{f} ashamed

He was ashamed of the grades he got. - Aldığı notlardan utandı.

I'm ashamed to say that it's true. - Onun gerçek olduğunu söylemeye utandım.

Swedish - Turkish
utan!
Favorites