Dünya'da böyle çok insan vardır. Normalde onlar cesur değildir. Hava karardıktan sonra, onlar cesur olur.
- There are many people like this in the world. Normally, they're not brave. After getting drunk, they turn brave.
Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.
- We can normally conceal our thoughts from others.
Tom normal olarak yürüyor.
- Tom is walking normally.
Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.
- Normally, we don't do that in Spain.
More often than not, a student will come up with the right answer.
Sık sık okula geç kalır.
- More often than not, he is late for school.
öğrenciler Sık sık kulüp etkinliklerini akademik derslere tercih edebilirler.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
- Lightning normally accompanies thunder.
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.