Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

using or having color (also colour)

listen to the pronunciation of using or having color (also colour)
English - Turkish

Definition of using or having color (also colour) in English Turkish dictionary

color
{f} çarpıtmak
color
{f} renklendir
color
{f} abartmak
color
{i} maske
color
(İnşaat) (colour) renk
color
(fiil) boyamak, renk vermek, renklendirmek, renk katmak; çarpıtmak, saptırmak, abartmak, kızarmak
color
{f} saptırmak
color
{f} kızarmak
color
hava vermek
color
{i} renk, canlılık
color
{f} boyamak

Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim. - I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.

Saçını boyamak için ne renk istersin? - What color do you want to dye your hair?

color
olduğundan başka göstermek
color
{i} gerçek yüz

Sonunda gerçek yüzünü gösterdi. - He has finally shown his true colors.

Sami çok geçmeden gerçek yüzünü gösterdi. - Sami soon showed his true colors.

color
{f} renklendirmek
color
{i} yüz rengi
color
(isim) renk, boya; bet beniz; yüz rengi, ten rengi, ton; canlılık, gerçek yüz, içyüzü, dış görünüş, forma; maske, nüans
color
{f} renk katmak
color
{i} içyüzü
color
{i} dış görünüş
color
gerçeği tahrif etmek
English - English
{s} color