Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.
- He was able to memorize that poem when he was five years old.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi.
- Tom wasn't sure when he was supposed to be there.
O geldiğinde başlayacağız.
- We will start when he comes.
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
- All she said was that we would know when the time came.
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.
- I spent a lot of time here when I was a kid.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Do you know when they arrive?.