Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.
- Japan has to import most of its raw materials.
Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Mary bir materyalisttir.
- Mary is a materialist.
Sizce ben çok materyalist miyim?
- Do you think I'm too materialistic?
Malzemeleri Malezya'dan alırız.
- We get the materials from Malaysia.
Bu malzeme bir elbise için uygun değildir.
- This material is not suitable for a dress.
Ben maddi kazançla ilgilenmiyorum.
- I am not interested in material gain.
Onlar ona hem maddi hem de manevi destek verdiler.
- They gave him both material and spiritual support.
Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı.
- The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.
İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.
- Your view of reality is too materialistic.
Çok fazla maddecilikle büyüdün ve şimdi komşularını kıskanıyorsun.
- You grew up with too much materialism, and now you envy your neighbours.