Sami'nin evi kokuyordu.
- Sami's house was smelling.
Onu temiz kokulu tutmak için buzdolabında bir kutu kabartma tozu tut.
- Keep a box of baking soda in the fridge to keep it smelling clean.
Tom çiçekleri kokluyor.
- Tom is smelling the flowers.
Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.
- Tom certainly came out of that mess smelling like a rose.
sweet-smelling (having a sweet smell).