O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
- The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Kan basıncı sabitlenemez.
- The blood pressure can't be determined.
Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.
- Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in the next room.
Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.
- She pressed her lips firmly together.