urgent; exacting; importunate; as, a pressing necessity

listen to the pronunciation of urgent; exacting; importunate; as, a pressing necessity
English - Turkish

Definition of urgent; exacting; importunate; as, a pressing necessity in English Turkish dictionary

pressing
sıkboğaz eden
pressing
(Mekanik) presle basma işlemi
pressing
ivedili
pressing
ütü

Bu pantolonların ütülenmeye ihtiyacı var. - These trousers need pressing.

pressing
(Mekanik) presle şekillendirme
pressing
basarak
pressing
acil

Tartışmak için daha acil şeylerimiz var. - We have more pressing things to discuss.

Zaman baskı yapıyor ve acil eylem gerekli. - Time is pressing, and quick action is needed.

pressing
acele
pressing
evgin
pressing
{i} sıkma
pressing
pressinglysıkıştırarak
pressing
{s} acil, ivedi, ivedili
pressing
(isim) presleme, sıkma, basma, sıkıştırma, zımbalama, plak
pressing
(sıfat) acil, acele, ivedi, sıkıştıran, baskılayıcı, ısrarlı
pressing
{i} presleme

Şu anda ilgilenecek birkaç presleme sorunumuz var. - We have a few pressing issues to deal right now.

pressing
press baskı yap/bastır
pressing
{i} plak
pressing
ısrarlı/acil
English - English
pressing
urgent; exacting; importunate; as, a pressing necessity
Favorites