English - Turkish
Definition of urgent, ardent, zealous in English Turkish dictionary
- Ateşli, ateşli acil
- strenuous
- {s} yorucu, ağır, zor (iş)
- strenuous
- {s} şiddetli
- strenuous
- gayret veya enerji isteyen
- strenuous
- {s} çalışkan
- strenuous
- etkili
- strenuous
- güç
- strenuous
- yorucu
Onlardan hiçbiri yorucu sporlardan hoşlanmıyor.
-Neither of them cares for strenuous sports.
Bu gece yorucu bir şey yapma.
-Don't do anything strenuous tonight.
- strenuous
- {s} gayretli
- strenuous
- strenuouslyçok emek sarf ederek yoğun faaliyetle
- strenuous
- {s} ağır
- strenuous
- {s} faal
- strenuous
- strenuousnessyorucu faaliyet
- strenuous
- gayretli/yorucu
Related Terms
English - English
Definition of urgent, ardent, zealous in English English dictionary
- strenuous
urgent, ardent, zealous
Hyphenation
urgent, ardent, zeal·ousPronunciation
Resimler
History
Favorites