up the stairs; on a higher floor or level

listen to the pronunciation of up the stairs; on a higher floor or level
English - Turkish

Definition of up the stairs; on a higher floor or level in English Turkish dictionary

upstairs
üst kat

O üst kata yatak odasına gitti. - She went upstairs to her bedroom.

O, gürültünün ne hakkında olduğunu sormak için üst kattan seslendi. - She called down from upstairs to ask what the noise was about.

upstairs
yukarı kat

Tom yukarı kata odasına gitti. - Tom went upstairs to his room.

Tom, Mary'yi uyandırmak için yukarı kata çıktı. - Tom has gone upstairs to wake Mary up.

upstairs
üst kata ait. i. üst kat
upstairs
üst kattaki

Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür. - My upstairs neighbors are very noisy.

Üst kattaki bir çeşit parti beni son bir geceye kadar uyanık tuttu. - Some kind of party upstairs kept me up until one last night.

upstairs
yukarıya/yukarıda
upstairs
z. yukarıya, üst kata; yukarıda, üst katta. s
upstairs
yukarı

Grace yukarıdaki dahili telefona gider. - Grace goes upstairs to the extension telephone.

Kapıyı kapattı ve yukarı gitti. - She shut the door and went upstairs.

upstairs
{i} üst katlar
upstairs
üst kata ait
upstairs
yukarıdaki

Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım. - I carried Tom upstairs to his bedroom.

Grace yukarıdaki dahili telefona gider. - Grace goes upstairs to the extension telephone.

upstairs
üst katta

O, gürültünün ne hakkında olduğunu sormak için üst kattan seslendi. - She called down from upstairs to ask what the noise was about.

Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabiliyordum. - Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.

upstairs
üst kata

O üst kata yatak odasına gitti. - She went upstairs to her bedroom.

Birinin üst kata gittiğini duyduk. - We heard someone go upstairs.

upstairs
yukarıya

Yukarıya geri döndüm. - I went back upstairs.

Tom yukarıya geri gitti. - Tom walked back upstairs.

upstairs
yukarıda

Grace yukarıdaki dahili telefona gider. - Grace goes upstairs to the extension telephone.

Tom yukarıda bekliyor. - Tom is waiting upstairs.

upstairs
kafadan
upstairs
aklen
English - English
upstairs
up the stairs; on a higher floor or level
Favorites